Güney Kore’de devlet ülkedeki boş alanlara yeni şehirler kurmak yoluyla farklı ekonomik alternatifler oluşturuyor. Kurulan bu şehirler, Smart City konseptiyle oluşturuluyor ve yeni çağın ekonomi ve teknoloji merkezleri olarak dünya metropolleriyle yarışa başlıyorlar.

Smart City dediğimiz Akıllı Şehir, teknolojinin temel alınarak bölgesel kalkınmanın hedeflendiği şehir oluşumlarını içeren bir konsept. Güney Kore’de de bu konsept benimseniyor ve yeni ekonomik merkezlerin oluşumu için çalışmalar yapılıyor. Bunun için verilebilecek üç önemli örnek olarak Sejong, Incheon ve Gwangmyeong şehirlerini sıralayabiliriz. Bu üç şehir başkent Seul’e yakın olup bölgenin önemli ekonomi ve teknoloji merkezleri olarak yükseliyorlar. 

İlk örneğimiz olan Sejong şehri, Güney Kore’nin de facto başkenti olarak kabul ediliyor. Daejeon, Cheonan ve Cheongju şehirlerinin coğrafi olarak ortasında yer alıyor. Başkent Seul’ün yüksek nüfus ve bürokratik kurumların yoğunluğu sebebiyle stresi her geçen gün artıyor. Bu yüzden bu ağır yükün paylaştırılması adına Sejong şehri boş araziler üzerinde yükseldi. Birkaç yıl önce tamamen boş arsa görünümündeki bölge bugün ikinci başkent olarak varlığını sürdürüyor. Yeni bürokratik ve ekonomi merkezi olarak Seul’ün yükünü omuzluyor.

2012 yılına kadar inşaat halinde olan şehir bugün 300 bin nüfusa ulaşma hedefinde. Hali hazırda birkaç bakanlığa ev sahipliği yapan şehre yakın zamanda otuz altı bakanlığın daha taşınması planlanıyor. Şehir, Seul’deki uluslararası havalimanlarına uzak olsa da, demiryolu ile Cheongju Havalimanı’na bağlanıyor.

Bir diğer örnek şehir ise Incheon. Bugün 3 milyon kişinin yaşadığı şehir doğal özelliklerinden dolayı önemli bir liman şehri ve dünyanın önde gelen büyük metropol alanlarından birisi olarak gösteriliyor.

Buranın gelişiminde, Kore’de ilk olan Incheon Serbest Ticaret Bölgesi önemli rol oynadı. Bu sayede Kore ekonomik cazibe merkezi olarak Uzak Doğu’da önemli bir konuma ulaştı. Incheon hala ülkenin endüstrileşmesinde önemli bir yere sahip. Dev şirketlere ev sahipliği yapan şehir, insanlar için ideal bir yaşam alanı olarak görülüyor.

Üçüncü örneğimiz Gwangmyeong şehri ise Gyeonggi bölgesinde yer alıp, 60 bin metrekarelik Ikea arazisine ve dev Costco kompleksine sahip bulunuyor. Kia motorlarının da ilk üretim yeri bu bölgedeydi. Şehirde şu anda yedi yüze yakın şirket çalışıyor.

Özel olarak görüştüğüm Belediye Başkanı Yang Ki-dae büyük projeler gerçekleştirmiş bir figür olarak belediyecilikte önemli bir konuma gelmiş. Bölgesel gelişmişlikle birlikte adına Avrasya Kıtalararası Demiryolu dediği kıtalararası demiryolu fikrine de büyük önem veriyor.

Aslında Kore’nin bu tür ulaşım projelerine yakın durması pek mümkün değil. Kuzey Kore’nin bölge güvenliğine yönelik tehditleri, barış için huzursuz ve güvensiz bir ortam oluşturuyor. O yüzden Güney Kore’nin dış dünya ile kara bağlantısı bile yok. Bu da bölgesel ulaştırma projelerinin gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel. Fakat başkan Yang, Kore’nin ünlü hızlı treni olan KTX yoluyla kendi şehri olan Gwangmyeong’un Avrasya Kıtalararası Demiryolu’nun bir istasyonu olması yönünde hayal kurduğunu belirtiyor. Başkana göre bu hat Güney Kore, Kuzey Kore, Rusya ve Avrupa’yı birbirine bağlayabilir. Bunun ekonomik getirileri de Kuzey Kore’nin projeye el uzatmasını sağlayabilir. Bu da dolaylı olarak bölgesel barış için atılacak önemli bir adım olabilir.

Günümüzde böylesi idealist yöneticilerin olması oldukça önemli. Başkanın motivasyon kaynağı dünya barışına olan inancından geliyor. Ona göre, dev şehirler kurulur fakat burada yaşayacak insanlara ilk olarak huzur gerekir.

Buna benzer şekilde Bundang, Ilsan, Dongtan, Pangyon, Pyeongchang gibi yerler de geliştirilmeye hazır şehir platformları olarak sıralarını bekliyor. Görülüyor ki, Güney Kore’nin Akıllı Şehirler’i akıllı yöneticiler tarafından kuruluyor. Bu da, bölgeyi daha güvenli ve kalkınmış bir konuma ulaştırmak için çok önemli bir girişim. 

Mehmet Fatih Öztarsu – Haber Ajanda Dergisi