Paralel devlet yapılanması ülkeyi ele geçirmek için bir darbe girişiminde bulundu. Milletin iradesi bu darbeyi durdurdu. Bu örgütün tehlikesi neydi, nedir ve ne olacak? Bilmeyenler için listeleyelim.
Terörist Fetullah Gülen önderliğinde 1960′lı yıllarda ortaya çıkan Fetullahçılık, başlangıçta eğitim ve dini değerler etrafında şekillenen bir cemaat olarak kendini gösterdi. Zamanla, bu yapı üyeleri, eğitim, medya, yargı, emniyet ve silahlı kuvvetler gibi devletin kritik kurumlarına sızmaya başladı. Bu sızma, bu yapının zamanla devletin kilit noktalarında etkin bir kontrol elde etmesini sağladı. Eğitimdeki okullar, yurtdışındaki kültür merkezleri ve finansal ağlar aracılığıyla dünya çapında geniş bir etki alanı oluşturdular.
15 Temmuz 2016′da, Türkiye’de Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) ordu içindeki unsurları tarafından düzenlenen darbe girişimi, paralel devlet yapılanmasının tehlikelerini açıkça gözler önüne serdi. Bu girişim, sivil hükümeti devirmeyi ve devletin kontrolünü ele geçirmeyi amaçlıyordu. Darbe girişimi, yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine ve binlercesinin yaralanmasına neden oldu. Halkın ve güvenlik güçlerinin direnişi sayesinde darbe engellendi, ancak FETÖ’nün Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı üzerindeki tehlikeli etkisi bir kez daha ortaya çıktı.
FETÖ’nün paralel devlet yapılanması içinde etkin olabilmesi, özellikle yargı ve emniyet teşkilatında ciddi tahribatlar yarattı. FETÖ mensupları, sahte deliller üreterek, yasa dışı dinlemeler yaparak ve hukuk sistemini manipüle ederek, kendi çıkarları doğrultusunda yargı süreçlerini yönlendirdiler. Bu durum, hukukun üstünlüğü ve adalet anlayışına büyük zarar verdi. Ayrıca, devletin bu yapı tarafından içten zayıflatılması, siyasi istikrarsızlık riskini artırdı ve demokrasiye olan güveni sarstı.
FETÖ’nün Türkiye’ye verdiği zararlar sadece siyasi ve hukuki boyutlarla sınırlı kalmadı. Bu yapının ekonomi üzerindeki etkileri de büyük oldu. Büyük finansal kaynakları kontrol eden FETÖ, bu kaynakları kendi amaçları doğrultusunda kullandı. Sosyal olarak ise, FETÖ’nün ayrıştırıcı ve manipülatif politikaları, toplum içinde derin kutuplaşmalara yol açtı.
Paralel devlet yapılanması ve Fetullahçılık, Türkiye’nin ulusal güvenliğine, siyasi istikrarına ve sosyal bütünlüğüne ciddi tehditler oluşturdu. Bu darbe girişimi, bu yapının ne denli tehlikeli olabileceğini somut bir şekilde gösterdi. Ancak, paralel devlet yapılanması tehlikesine karşı sürekli bir farkındalık ve uyanıklık gerekmektedir. Türkiye’nin gelecekte benzer tehditlerle başa çıkabilmesi için, devlet yapılarının şeffaflığı ve hukukun üstünlüğünün korunması hayati önem taşımaktadır.
Mehmet Fatih Öztarsu